Sünnet Sonrasında Görülebilecek Problemler Nelerdir?

Sünnet sonrası komplikasyonlara literatüre göre %0.2-%5 oranında rastlanmaktayız. Sünnet sonrası en sık görülen komplikasyon kanamadır. Kanama durumunda telaşa kapılmamalı, bir süre beklenmeli, kanama durmuyorsa, çocuğun da işemesini engellemeyecek şekilde penisin pansumanını açmadan bir kat daha baskılı pansuman yapılmalıdır. Kanama dışında, uzamış ödem, yara açılması veya enfeksiyon gibi problemler de karşımıza nadiren çıkabilmektedir. Ödem durumunda hiçbir şey yapmadan beklemek genellikle yeterlidir. Enfeksiyon varsa ağızdan veya topikal antibiyotikler kullanılabilir. Yara açılması çok küçükse sorun teşkil etmez, ancak uzun bir hat açılmışsa çocuğa dikiş atmak gerekebilir. Bu durumda, çocuk da ajite ise, dokular da çok frajil ve ödemli olduğundan, küçük bebekler dışında işlemin genel anestezi ile yapılması daha uygun olacaktır.

Bir diğer sorun da sünnetde kalın dikiş kullanımına bağlı, dikişlerin erimesinde gecikme ve buna bağlı penis etrafında siyah noktacıkların oluşmasıdır. Bu noktacıklar yıllarca kalabilir. Hatta temizlendiklerinde, hoş görünmeyen cilt köprülerine neden olabilirler.

Sünnet esnasında monopolar koter kullanımına bağlı deride nekroz veya beslenme bozukluğu sonucu cilt kaybı olabilir. Yine penis başı veya idrar kanalı yaralanması gibi ciddi komplikasyonlar neyseki son derece nadir de olsa görülebilmektedir.

Sünnet dokusunun gereğinden fazla veya az çıkarılması ise sık karşılaştığımız bir sünnet hatasıdır. Özellikle çok doku çıkarılan sünnetlerde, penis derisi çok gergindir, zamanla peniste eğriliklere bile yol açabilir.

Sünnet esnasında penis ucundaki idrar deliğinin altındaki, frenulum dediğimiz ince uzun cilt bantı ve altındaki atardamar kesilirse, zamanla meatus denen idrar deliği daralır ve hastanın idrar yapması sorun olabilir. Bu nedenle sünnette penis altındaki bu bant kesilmemeli, sünnet derisi de penis başı üzerine düşmeyecek şekilde biraz gevşek bırakılmalıdır.

Üzerinde durulması gereken en önemli sorunlardan birisi gömük penisli olgulardır. Göbek altı yağ dokusu bebeklerde veya hareketsiz olup sağlıksız beslenen çocuklarda çok kalın olabilir. Bu durumda penis bu yağ dokusu içerisinde değişik derecelerde gömülmektedir.  Penis gömük olduğunda, düzeltici ameliyat yapmadan sadece sünnet yapmak penisin gömülmesini engellemez. Dahası penis yağ dokusu içerisine tekrar kaçar, sünnet hattı daralır ve penis artık çekilse bile dışarıya çıkartılamaz. Bu durumda çocuğa daha büyük bir ameliyat yapılması gerekecektir. Bu nedenle gömük penis gibi bir durumda öncelikle penisi doğurtacak şekilde cerrahi teknik uygulanmalı, ardından sünnet derisi penisin üzerine yayılıp tespit edilmeli, artan doku kalırsa o zaman çocuk sünnet yapılmalıdır.

Görüldüğü gibi sünnet, birçok püf noktası olan, deneyim gerektiren, hata yapıldığı takdirde ömür boyu kalıcı cinsel ve psikolojik sorunlara yol açabilen bir cerrahidir. Büyüklerimizin deyimiyle “oldu da bitti maşallah” tarzında bir yaklaşımla basite alınmaması gereken bir işlemdir. Sık gördüğümüz sünnet hatalarının önlenmesinde en kritik nokta, sünnet öncesi muayenenin deneyimli bir hekim, hatta mümkünse bir çocuk ürolojisi uzmanı tarafından yapılmasıdır.

Sosyal Medyada Paylaş:

Randevu